Pages

8 Haziran 2010 Salı

İlk ısırık


Bu akşam çok hoş bir avukattan "yemek" teklifi aldım.. Bu ergen dilinde "benimle çıkarmısına" eş değer...




Liseye geçtiğimde herşey farklıydı sanki. Hayat boktanlığını biraz üzerinden atmıştı ve erkekler o kadar kötü gözükmüyordu artık gözüme.


Akranlarım arasında hep dikkat çekici olmuştum,ahım şahım bir güzelliğim yoktu ama dikkatleri çeken bir yapıya da sahiptim.F. ise liseye başlamanın heycanıyla çiftleşmeye yer arayan ergenler arasında herkesin dikkatini çeken bir tip olmuştu.


Dolayısıyla benimde. Kendimi nedense çok çabuk kaptırmıştım,bu kaptırmanın bir etkisi de F. nin güzel bakışlarıydı.Bakışmalarımızdı.Herkes bana benden hoşlandığını söyleyip duruyordu.Ben de kendimi ona şiirler yazarken bulduğum bir gün F. kendi sınıflarından bir kıza arkadaşlık teklif etmişti.Herkesin yaşadığı şok anlık olmuştu,bense yıkılmıştım.


Erkeklerden neden nefret ettiğimi tekrar hatırlayıp kendime sözler vererek sanki asla ondan hoşlanmamışım gibi davranarak bu süreci atlatmıştım.


Ertesi seneyse F. o kızdan ayrılıp bir başkasıyla beraber olmaya başlamıştı bile.




Yaz tatili olunca abim ben ve bir kaç arkadaşımız -abim üst dönemimdi ve ortak arkadaşlarımız vardı- ananeme izmire geçmiştik. Bir iki haftalığına ailelerden izin koparmıştık zarla zorla.Benim en yakın arkadaşım -ki hala öyledir- C. ve ben beraber abim arkadaslarıyla takılıyordu genelde.Havuz,deniz,güneşlenme üçgeninde günü geçirip,geceleri gezip tozup eğlenip eve giriyorduk.


Tatilin dördüncü günü,C. ile yine denize gitmiştik,kendimi halsiz ve yorgun hissetmeme rağmen yine de denize girmiştim, üstüne de dondurma yemiştim,kısa süreli bir kusma nöbetinden sonra her zaman ki gibi bayılmıştım-kustuktan sonra tek bayılan insan ben olmalıyım,her zaman bayılırım-.tabii ki sonunda da gözlerimi hastane odasında açmıştım.Fakat karşımda tanımadığım bir çocuk vardı.Herşey film gibi başlamıştı ve aslına bakarsanız o şekilde devam ediyor.


Ben önce birşey anlamamıştım,fakat sonra herşey netleşmeye başlamıştı. C. nin plajda bakıştığı çocuk ve arkadaşı bizi dondurma aldığımızda da takip etmişti,dondurmayı yedikten sonra ben, kusma nöbetine girip düşüp bayılınca çocuklar yardıma yanımıza koşmuşlar.Bizimkilere haber vermek için C. ve H. yanımızdan ayrılmışlar,başımda benim elmamı bırakmışlardı...


Elmayı görünce hayattaki en şansız kızın ben olduğumu düşünmüştüm.Gerçekten filmlerde yakışıklı çocuklar filan olurdu,böyle olaylarda..Bu çirkin kara çocuk başımdaydı ... Ama tuhaf olan,sevecen bakışlarıydı.İyi olup olmadığımı sorduktan sonra bir süre bana bakakaldı.Ben de ona.Anlayamıyordum çünkü. Sonra kendimi toparladım,kendimi iyi hissettiğimi söyledim.

Bir kaç salak saçma konuşmadan sonra bizimkiler geldi beni aldılar ve ordan ayrıldık.

C. bir dahaki hiç bir kusmamda beni hastaneye götürmedi.

Bir daha asla gözlerimi hastanede açtığımda karşımda elmayı görmedim.


Ertesi gün C. apar topar H. ile buluşmaya götürmüştü benide. Ve tabi ki ilk ısırığımı böylece almış bulundum.. Elma,hayatımın aşkı olucaktı.


4 Haziran 2010 Cuma

Elma pişmanlığı


İş çıkışlarımda bir yerlere gidip oturmayı sevmiyorum.


Yorucu ve yoğun bir işim var,bazen sabahları "akşam olsa da evime dönmüş olsam" diyerek uyanıyorum. Günün en sevdiğim anı yemeğimi yedikten sonra tv karşısında uzanıp sigaramı yaktığım andır.


Fakat geçen gün arkadaşım Y. ile buluşmak "zorunda" kaldım. çünkü bir çok kez yaptığı daveti nazikçe geri çevirip durdum ama bu kez erteleyemezdim,mecburen iş çıkışı bir iki saat bir yerlere takıldık.

Y. okuldan arkadaşım,üniversiteden. Gayet başarılı,modern,güzel,şirin mi şirin bir oğlu ve çok hoş bir eşi olan bir kadın.

Bir çok kişi -bende dahil- onun hayatına özenir. Çünkü her zaman çok şanslıydı,hala da öyle.

Eşi gerçekten çok hoştur,üst dönemimizdendi,ilk sene tüm kızlar ona ağzının suyunu akıtırken o Y. yi tercih etti, 4 senenin sonunda evlendiler,şimdi yaşlandılar bile...

Onların birçok şeyine şahit oldum velhasıl,yakın arkadaş olduğumuzu Y. idda eder durur,ona göre 4 seneyi geçirmek yakın arkadas olmaya yeter. İçinin boş ya da dolu olması bişiy ifade etmez.Nezaketen buna evet öyleyiz der geçerim, okadar.


Gelin görün ki Y. nin özenilesi hayatı onun için berbattır. Konuşsanız şöle bir saat filan,ırgatlık yaptıgını düşünüp acırsınız. Onun kadar şikayetçi ve gerçekten dırdırcı birini daha tanımadım.

Bazen öyle oluyor ki,o konuşurken onun saçını başını yolduğumu hayal ediyorum.

Kendi altında çalışanların gömleğinin güzelliğinden dem vuracak kadar basitleşebiliyor...

Bu buluşmamız da da yine aynı şeyler oldu,o anllattı ben dinledim,sonra eşi aradı ve ayrıldık...

Saçma sapalak bir yığın sorununu(!) dinledim...

Ve sonrasında düşündüm,acaba ben de onun kadar dırdırcı,mantıksız,salak olsaydım, şu anda yalnız olmaz mıydım?

Derdim neydi ki böylesine kendimi yalnızlaştırdım...

Çoğu zaman yalnızlığımdan sıkılmış buluyorum kendimi ve diyorum ki acaba hata mı yaptım

ona ömrümü ayırarak...