Pages

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Elma Tadı




Hayatı elmaya benzetmişimdir hep.İki yönlü.
Ya kırmızıdır ya yeşil. Ya ekşidir ya da tatlı.
Ya soyarak yersin elmayı,ya da kabuğuyla.
Böyle bir şey işte... Bu kadar basit ve bir okadar karmaşık hayat.

Blogu yazarken hem bugünden hem de geçmişten bahsetmeye karar verdim.Bir anlamda günlük olsun bu da. Günlük tutmayı bırakalı yaklaşık 6-7 sene oluyor. Günlük yazmak benim için hep önemliydi.Sonra sonraları yazmayı da çaresizlik olarak gördüm nedense. Ama şimdi bu fikrimi yeniden değiştirdim.Güzel veyahut kötü ne varsa yazacağım.

Hayal meyal hatırlasam da bir çok şeyi, bazıları okadar net ve taze ki!

Orta ikiden üçe geçtiğim yaz,hayatımın en berbat yazıydı.Hala o berbatlığını korumakta.Mutlu bir aile profili çiziyorduk karşıdan. Babamın iyi bir işi vardı,annem akranlarına göre güzel bir kadındı,abimle ben sevilen ve iyi birer öğrencilerdik falan.Aslında ozamana kadar gercekten de mutlu oldugumuzu sanıyordum. Ta ki babamın annemi aldattığını öğrendiğimiz zamana kadar.
İlk defa toz pembe dünyadan sıyrılıpta aslında işlerin hiçte öyle olmadığını icebergin birde alt yuzunun oldugunu o zaman öğrenmiştim.
O yaz tasımızı tarağımızı toplayıp ananeme geçmiştik.Annem tüm yaz gözü yaşlı dolaşmış,ağlayıp sızlamış,bana dert yanmıştı.
Babamdan tiksinmiştim.Her kız için babası kahramandır,kız çocukları babaya ayrı bir ilgi duyar.Bende her kız gibi babama aşıktım,fakat bu olayla aşkımı da kahramanımı da kaybetmiştim. Genelde bu tarz olaylar da çocuklar olayın iç yüzünü bilmez. Bizse herşeyi biliyorduk,hemde gereğinden fazla.
Babam kendisi gibi iki çocuklu fakat dul bir kadınla beraber olmuş,bir kere tatile gitmişler,ayrılmak istemiş babam,fakat kadın vaatlerın yerıne gelmesı ıcın ısrarcı olmuş,olmayınca da deli cesaretiyle olan biteni bir mektupla anneme anlatmış,içine de babamla beraber tatilde çekilmiş restaurant fotosunu koymuş.Tek,şipşakçıların çektiği,mecburen alınan,fotograf.Memnun ve mutlu yüzler... O fotografı gören herkes ondaki mutluluğun gerçek olduğunu anlayabilirdi. Çok canımı acıtmıştı.
Annemin cahilliği benim hayatıma mal oldu diyebilirim.
Bir yönüyle de kaderimin yanlış erkekler üzerine kurulu oldugunu düşünüyorum. Sonuç olarak babamı seçmedim,onu seçtiğimde yanlış olduğundan bir haberdim...


Yaz tatilinin sonunda babam, annem için evliliği için çocukları için birşeyler yapmaya karar vermişti,anneme süslü konuşmalar yaptı,hediyeler aldı,yeni bir eve taşındık,daha fazla şaşa ve gösterişle annem,ihaneti unuttu.Bir daha asla konusu açılmadı,kavga bile etmediler bu konu hakkında,sanki o fotograf hiç çekilmemiş gibi,o kadın hiç olmamış ben o yazı hiç geçirmemişim gibi.


Olan bana oldu sonuçta.Bu işten en fazla zararlı çıkan ben oldum.


O günden sonra babamı eskisi gibi sevemedim ve erkek düşmanı oluverdim.


Hayran olduğum şarkıcı,artist bile yoktu erkek.


Sivilcelere,memelere ve tamponlara sahip olmakla beraber feminen bir ruha da sahip olmuştum o yaz. İlk reglimi de o yaz görmüştüm.Velhasıl,kanlı acılı bir yazdı benim için.




Taki lise ye geçene kadar devam etti bu sancılı dönem. Lise de herşey bambaşkaydı benim için.


1 yorum:

  1. bloga yeni katıldınız sanırım hoşgelmişsiniz diyim önceliknen :) ayrıca biz kadınlar çok aptalız çabuk kanarız. annenizi suçlamayın. yazılarınızın devamını heyecanla bekliyorum.

    YanıtlaSil